12 Aralık 2013 Perşembe

50 – GENÇLİK ÇAĞI

1948 yılından sonraki gençlik çağımda, Büyükada’da revaçta olan lokal ve eğlenceler, özellikle Bay Mıgırdıç’ın Florida isimli bahçesinde piyanist Yaşar Güvenir veya Armağan Şenol’un çaldığı Latin müziği eşliğinde dans etmek, Yekta’da son çıkan plakları dinlerken kokteyl içmek, Mehtap Sineması’nda savaş sonrasının ilk (Technicolor, Kodacolor) renkli Amerikan filmlerini seyretmek, Lunapark’taki veya Palyo Ambelo’daki (Viranbağ) şarap partilerine iştirak etmek veya Plaj Oteli sahnesinde sergilenen tiyatro gösterilerine gitmek şeklindeydi.

Orta yaşlı zevat, Otel Kalipso veya Otel Splendid teraslarında oturup, sosyetik ‘beş çayı’na rağbet ederdi. Akşam ziyafetleri ise Selekt veya Façyo lokantalarında tertiplenirdi.

Olgun gençler Yekta Gece Kulübü’nün müdavimi olmuştu. Bay Yekta Isıtan ve sanatkâr eşi Selime Hanım, bu yaştakilere hitap eden değişik motif ve isimlerde çok güzel eğlenceler düzenlediklerinden, diğer üç adanın gençleri de akşamları Yekta’ya dans etmeye gelirdi. (İst. Ekspres Gazetesi, 18.09.1954). O yaşlardayken ben de arkadaş grubumla birlikte kız kardeşlerim Rita ve Nenet’i de dansa götürüp kavalyelik yapardım. Nenet’le güzel ve uyumlu bir dans stilimiz gelişmişti.

Büyüklerimiz, akşamlarını Anadolu Kulübü’nde geçirirdi. Güneş battıktan sonra oranın bahçe ve lokantasına hanımlar gece kıyafetli olmadan, beyler ise ceketsiz giremezdi. Gençler ve çocuklar o saatten sonra katiyetle demir kapıdan içeri alınmazdı. Buna mukabil çocuklar için Adamızda başka eğlenceler tertiplenir, hatta güzellik yarışmaları yapılırdı. Bir keresinde tiyatro sanatçımız Ayla Algan, ‘Adalar Çocuk Güzeli’ seçilmişti.

Kulüp yönetiminin, her yaz mevsiminde bahçesinde çaldırmak için değişik dış ülkelerden getirttiği dünyaca meşhur orkestralarını, biz zibidi gençler, kaçak olarak dinlemek ve yeni çıkan şarkıları onlardan öğrenmek hevesiyle, (şimdi çay bahçesine dahil edilen fakat eskiden Cavuris’lerin ikiz ahşap köşklerine kadar uzanan) yolun kaldırımında oturur, geç saatlere kadar hem müzik dinler, hem de sohbet ederdik.

Bu sokağa paralel ve yolun kenarlarında yaşlı ağaçların bulunduğu Kanarya ve Bahçelerönü sokakları, belediyemizin aydınlatma hususunda en hasis davrandığı bölgelerdi. Dolayısıyla gece yarısından sonra romantik gençlerin oralarda gezmeleri kaçınılmazdı.


İlk ergenlik heyecanları o loş gölgelerde hissedilir, o karanlık sokaklarda alevlenir, oralarda aydınlanırdı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder