11 Kasım 2013 Pazartesi

38 – YENİ UFUKLAR

Her yaz mevsimi başında sandalımı denize indirdikten sonra saatlerce, yorulmadan kürek çektiğim olurdu. Mürekkep kullanmaya başlayan bir öğrencinin parmaklarındaki lekeleriyle iftihar ettiği gibi ben de kürek çekmekle avuçlarımın içinde oluşan nasırlarımla gurur duyardım. Mevsimin ilk günlerinde çok acı veren bu nasırlar, deniz suyuyla piştikten sonra kalkan balığı derisi çıkıntıları gibi sarı renkli tepecikler halinde sertleşir ve sonraları artık acımazdı. Kürek çeken arkadaşlar arasında bu tür nasırların sertlik derecesine göre yarışmaya girişirdik.

Sandalım bir yaşına geldiğinde, Yörükali ile Ada iskelesi arasındaki parkurdan artık sıkılmış, yeni ufuklar aramaya başlamıştım. On sekiz yaşıma gelmiştim ve Büyükada’dan, Burgazada Deniz Kulübü’ne kürek çekerek gidip gelmeye başlamıştım. Genelde Heybeliada’nın Asaf Plajı’nda bir müddet dinlenir, denize girip kumanyamı yedikten sonra Burgazada’ya yönelirdim. Gidiş kolay idiyse de öğleden sonraları esen poyrazın yarattığı dalgalardan ötürü dönüş yolculuğu bir hayli yorucu olurdu ve daha uzun sürerdi. Tabi ki, evdekilerin bundan haberi yoktu.

Burgaz Adası Deniz Kulübü plajı açıklarında kürek çektiğim o günlerin birinde, denizde yüzmekte olan Saint Benoit okulu talebe orkestrasından tanıdığım ve beraberce keman çaldığımız, benden 4-5 yaş küçük olan Belkıs Galin (Hason) ile karşılaştım. Teknemi tanımak isteyince, ben de onu sandalıma davet ettim. Belkıs laf arasında, Burgaz Adası vapur iskelesinin karşısında bulunan Kaşıkadası’nın arkasını merak ettiğini söyledi. Erkeklik gururum kabardı ve oraya doğru kürek çekmeye başladım.

Burgaz Adası’ndan artık görülmeyen Kaşıkadası’nın arka tarafına vardığımızda, sahildeki girintili çıkıntılı berrak koylarını, balıklarını, renkli çakıl taşlı diplerini seyrederek aheste aheste kürek çekerken aniden iki yönden gelen motorlu teknelerle sarıldık.

Meğer Belkıs’ın annesi, kızının yabancı bir tekneyle denize açıldığını öğrendiğinde, kulüpten kaçırıldığını sanarak ortalığı velveleye vermiş, motoru olan dostlarını peşimize salmış. Küçük Belkıs, onu almaya gelen motorlu lüks teknelere itibar etmedi ve kürek çektiğim sandalımda kalarak Burgaz Adası’na döndü.
Ailemi yakından tanıyan annesi, beni görünce rahatladı, hatta sevindi diyebilirim.


Akşama doğru esecek poyraza karşı kürek çekerek Büyükada’ya döneceğime, o gece evlerinde kalmamı bile teklif etmişti bana.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder