Rüzgârın müsait olduğu günlerde, üç köşeli ‘markoni’ tipi
yelkenimin yerine sandalımın dört köşeli güneş tentesini, antik kalyonların
dikdörtgen yelkenlerine benzer şekilde direğe asar ve rüzgârı arkamdan alıp
yelken şiştiğinde, kendimi büyük kâşif-conquistador (fetheden) Alphonso d’Albuquerque ile özdeşleştirir, dalgaları yararken
zevkten havalara uçardım.
O devirde adalarımızın suları berrak ve bereketli idi. Yörükali’den
Ada iskelesine dönüşlerimde, Seferoğlu ile Kaymakamlık rıhtımının önündeki
denizin sığ kayalık sularında, iri gözlü, kaytan bıyıklı fok balıklarıyla
karşılaşırdım. Şüphesiz ki, onların iştahla yiyebilecekleri bol ve lezzetli
balıklar vardı orada.
Değişik yönlerden rüzgâr alan adalarımızın denizinde,
yüzmeyi ve yelken kullanmayı kendi kendime öğrenmekle, rüzgâr-tekne-deniz
üçgeninin ortasında denge kavramımı geliştirdim. Bu sayede olsa gerek ki, halen
yelken kullanmama ilaveten, denge gerektiren bisiklet, buz pateni ve kayak
sporlarını rahatlıkla yapabiliyor, bilhassa ıslakken üşümeden uzun müddet
dayanabiliyorum. Bir zamanlar Balıkesir’de, Yedek Subaylık vazifemi
sürdürürken, biniciliğe dahi heveslendim ve hiç zorluk çekmedim. Terhisimden
sonra bir de motosikletim olmuştu.
Fiziksel denge kavramının, zihinsel dengenin gelişimine
yardımcı olduğuna inanıyorum. Yapmakta olduğum tüm sportif faaliyet zincirinin
halkalarının özünde, sevgili Büyükada’mın etkisi var.
Poyrazın kuvvetli estiği günlerde, sandalımı Yörükali’deki
bekçimiz ve balıkçımız olan Sarhoş İbrahim’e teslim ettikten sonra Ada
iskelesine Akay Şirketi’nin tarifeli sefer yapan vapuruyla dönerdim. Bir
keresinde vapuru kaçırdım. Epey uzaklaşan vapurun fedakâr kaptanı, birdenbire
tornistan yapıp beni almaya gelmez mi?
Ada kaptanlarımızın özelliği işte buydu! Denizde, önlerine
çıkan Adalı sandalları tanır, balık tutan veya çapari sallayan amatör
balıkçıyı, ikaz düdüğüyle ürküterek ondan yol isteyeceğine, kendisi hızını
keserek sessizce bir kavis çizer, yön değiştirirdi sevgili kaptanlarımız.
Çok kere de pencerelerini açar ve el sallayarak “Rasgele!”
temennisinde bulunurlardı bizlere.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder