1955 yılının baharında, meşhur ‘Kontiya’ (konser
tiyatro organizasyonu) tarafından Beyoğlu Saray Sineması salonunda verilen klasik
müzik konserlerin birinde, üç yıl sonra eşim olacak genç bir bayan, Nimet Habip
Sevig ile tanıştım. Konser çıkışında evine kadar refakat ettikten sonra, ‘mutat
veçhile’ kapısı önünde biraz uzun konuştuk. Nihayet geç saatlere doğru, tekrar
görüşmek sözüyle oradan ayrıldım.
Birkaç gün sonra Nimet’i telefonla aradığımda tekrar
görüştük, fikir birliğinden mi yoksa fikir ayrılığından mı, halen bilemiyorum, konuştuk,
konuştuk, bu konuşmalarımız bir türlü bitmeyince de yaz mevsiminde daha yakın
olmak için Ada’ya gelmesini önerdim, sonunda kabul etti ve Çınar mevkiinde bir
ev kiraladı.
Tabii ki Nimet’e Büyükada’yı tanıtmak işi ve rehberlik
vazifesi bana düşüyordu. Sandalıma buyur ettim. Yörükali’yi, Değirmen’i,
Çamlimanı’nı, Neandros Adası’nı, Sedef Adası’nı, Molivofasa’yı, Pavli Adası’nı kâh
kürek çekerek, kâh motorla, kâh yelken açarak dolaştık, sularında yüzdük;
Yekta’da, Anadolu Kulübü’nde, Florida’da dans ettik; Mehtap ve Lale açık hava sinemalarına
gittik; Amudya’da (Kumsal’da), Glosa’da (Dilburnunda), Lunapark’ta,
tabii ki Âşıklar Gazinosu’nda da çay- gazoz içtik; bisiklete, eşeğe, faytona
bindik; küçük turu, büyük turu yaptık; Ayanikola’ya gittik, Hristos Tepesi’ne,
Ayayorgi Tepesi’ne çıkıp şarabını içtik; yolda ağaçlardan kopardığımız incir, ceviz,
koca yemişleri yedik ve bu üç yıl içinde hep konuştuk, fikir teatisinde
bulunduk, mutabık olmayınca hafiften kapıştık, sonra tatlı bir heyecanla
barıştık ve bu arada, farkına varmadığımız saatler, günler, aylar geçti...
Konuşulacak mevzular bir türlü bitmek bilmiyordu. Nihayet
yarım kalanları da konuşabilmek için 1958 Mayıs’ında evlenmeye karar verdik.
Doğru Kapalı Çarşı’daki meşhur Boğos Usta’ya koştum; gümüşten el işi kakma bir
şekerlik ısmarladım, arkasından Kalpakçılardaki Çamiç Müessesesi’nde Bay Bardik
ziyaret edildi. Sonra da Evlendirme Dairesi’nde bir imza, zamanın gereği icabı Horozlu
Müessesesi’nden silindirik gri şapka, Neve Şalom Sinagogu’nda Ketuba’ya, (dinî evlenme akti) bir imza
daha ve Foto Blum’a artistik poz verildikten sonra, koş Yeşilköy’e İzmir
uçağına, vs. lo ke savemos (bilinen
şeyler)...

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder