2 Ağustos 2013 Cuma











BİR ZAMANLAR  BÜYÜKADA

                         1931-1961  anıları

                            Viktor Albukrek




ÖN SÖZ


Bu kitapçığın doğmasına sebep olan olay, geçmiş dönem Türk Musevi Cemaati Başkanı Sayın Silvyo Ovadya’nın, İstanbul Avrupa Kültür Başkenti kapsamında açılan Büyükada Müzesi’nin  ‘Adalarda İz Bırakanlar’ arşivine konmak üzere benden, benim Büyükada ile ilgimi vurgulayan, üç paragraflık kısa bir yazı istemeleridir.
 
Üç paragraf gibi dar bir alanın içine, özetin özetini sığdırmaya uğraşırken, bir zamanların Büyükada’sında yaşadığım sahneler canlanıyordu.

Bu sahneleri, aradan geçen onlarca yıl boyunca, hayatımın günlük meşguliyetleri akışında, hatırlamaya hiç gerek duymamıştım. Belki de kesif bir zaman bulutu arkasında gizlendikleri için onları aramaya cesaret edememiştim veya artık hafızamdan silinmiş olduklarına inanmıştım.

Halbuki şimdi, hayatımı derinden etkilemiş olan 1931 ile 1961 yılları arasında Büyükada’da yaşadıklarım, bir bir su yüzüne çıkıyor, çocukluğum ve gençliğim gözlerimin önünden geçiyordu.

Uyanan bu hatıralarımı rafa kaldırmadan evvel, dostlarımla paylaşmak, gelecek nesillere aktarmak arzusu yeşerdi içimde.

Kişiliğimi şekillendiren en önemli olayları sıralarken, özellikle o devrin sevgi dolu aile bağlarını, Ada halkının yaşantısını, değişik inançlarını, kaybolan, unutulan, özlenen değerlerini, sosyal hayatını, günlük uğraşlarını, eğlencelerini, Yahudi felsefesini, Adamızın doğal güzelliklerini, toprağını, taşını, sokaklarını, mimarisini, hayvanlarını, kuşlarını, böceklerini, havasını, dokusunu, kokusunu ve bilhassa sevgili Marmara Denizi’mizin acı ve tatlı cilvelerini kâğıda döktüm.

Bunları gelişi güzel yazdıktan sonra, tüm cümleleri yere, halıya serptim, sonra da olabilecek kronolojik bir sırayla toplayarak bu kitapçığı oluşturdum.
              
Adamızı tanıyanların, denizi sevenlerin ve bilhassa değişik nedenlerle güzel İstanbul’umuzun sınırları dışında yaşamakta olan eski Büyükadalıların, anlattıklarımla hasret gidereceklerini ümit ediyorum.

                                                          Viktor Albukrek

                                                       İstanbul, Mart 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder